
SUFFE KUR'AN KURSU'NDA PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ
- Ekleyen Hamdullah ELÇİ
- 10 Ağustos 2022
Suffe Eğitim ve Dayanışma Derneği’nce müderrislere yönelik “PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ” programı icra edildi.
Merkezi Diyarbakır’da bulunan ve genelde eğitim ve dayanışma alanında, özelde de Medrese/Kur’an Kursu alanında hizmet yürüten Suffe Eğitim ve Dayanışma Derneği, Suffe Yatılı Erkek Kur’an Kursu ve Maşuk Camii Erkek Yatılı Kursu’nda görevli hocalara/müderrislere “PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ” düzenledi.
Suffe Medresesi seminer salonunda icra edilen ve 27 Temmuz 2022 tarihinde başlayıp sekiz gün devam eden program otuz oturumda tamamlandı. Alanında uzman dört akademisyen tarafından icra edilen formasyona 25 hoca/müderris ve 25 mücaz (müderris adayı) olmak üzere 50 kursiyer katıldı.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap ÖZPOLAT ile Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyeleri; Prof. Dr. Abdurrahman EKİNCİ, Doç. Dr. Mehmet Ali AKIN ve Doç. Dr. Faysal ÖZDAŞ’ın sunum yaptıkları eğitimde; Suffe’den Suffe’ye Müslümanların ilim geleneği, kuşaklararası farklılaşma ve değişen öğrenci/gençlik profili, günümüzde öğrencilerin/gençlerin ihtiyaçları ve beklentileri, öğrenci merkezli öğretmenlik yaklaşımı, sınıf yönetimi, aktif öğrenme yöntem ve teknikleri; pedagojik dil, iletişim ve etkileşim; rehberlik, motivasyon, gelişim vb. konular işlendi.
Katılımcı kursiyerler tarafından, bu tür eğitimlerin her müderris için zaruret olduğu, eğitimin son derece verimli geçtiği ve programdan çok istifade edildiği ifade edildi.
Pedagojik Formasyon programının düzenlenmesi hakkında Suffe Eğitim ve Dayanışma Derneği Başkanı M. Tayyip Elçi şunları söyledi:
“Dünya baş döndürücü bir hızla değişiyor. Bilim ve teknolojide yaşanan gelişmeler en çok genç kuşakları etkiliyor ve bu etki günlük hayatta derinden hissediliyor. Buna paralel olarak yeni kuşaklar, özellikle Z ve Alfa kuşağının fikir ve zihin dünyası, bilgiye erişimleri, yetişme tarzı; gerek örgün gerekse yaygın eğitimde maruz kaldıkları bilgiler ve çeşitli vesilelerle bilinç altlarına zerk edilen fikirler neticesinde farklı dünyanın çocukları gibi büyüyorlar. Hocalar olarak bütün bu olup bitene karşı bigâne kalmamız tabi ki düşünülemez. Zira biz artık bu yıl itibariyle Z kuşağının yanında Alfa kuşağını da kurslarımıza kaydettik. Dolayısıyla bu yeni kuşaklarla nasıl iletişim kurmamız gerektiğini, bunların ihtiyaç ve beklentilerinin neler olduğunu bilmemiz gerekir. Bunun yanında her hocanın/müderrisin; çocuk ve genç psikolojisini bilmesi, içinde yaşadığı toplumu ve çevreyi analize tabi tutabilmesi, kendisine teslim edilen ümmetin yeni kuşak evlatlarıyla nasıl iletişim kurması gerektiğini ve pedagojiyi bilmesi bir zarurettir. Çocuklara vermeyi hedeflediği Kur’an-ı Kerim ve İslamî ilimlerde, ahlakî eğitimde ve genel olarak davet ve irşatta başarılı olabilmek için pedagojik bir yenilenme zaruret halini almıştır. İşte bu zarurete binaen Suffe Derneği olarak bir ilke imza atarak böyle bir pedagojik formasyon eğitimi düzenledik ve çok da iyi oldu. Bu bir ilk oldu ama son olmayacak inşallah. Tüm medrese/Kur’an kurslarına da bu tür bir eğitimi yapmalarını tavsiye ediyorum. Bizleri kırmayıp sunumlarıyla katkıda bulunan her dört hocamıza can-u gönülden çok teşekkür ederim.”
Formasyonda sunum yapan hocalardan Prof. Dr. Vahap ÖZPOLAT da şunları söyledi: “Bir toplum, kendi öğretmenlerinin ve okullarının izdüşümüdür. Öğretmenlerin ufku kadar büyük düşünür, onların yüreği kadar şefkatli merhametli olur, onların vicdanı kadar adaletli olur. Bu bağlamda, bir eğitim kurumu olarak medreseler de okullar gibi, müderrisler de öğretmenler gibidirler. Kadim eğitim kurumlarımız olan medreselerin çağın ihtiyaçlarına göre kendilerini yeniden yapılandırmaları, İslam’ın, bütün çağlara ve bütün coğrafyalara ilim, adalet, huzur ve barış müjdelerini taşımasının zorunlu şartıdır. Ancak bunu başarmaları için zorunlu olan bir şart daha var ki, o da, pedagojinin ilke ve yaklaşımlarını eğitim süreçlerinde esas almaktır. İyi ve başarılı bir örnek olarak Suffe’nin bu bağlamda ciddi bir farkındalık içinde olduğunu görmek eğitim adına sevindirici bir durumdur. Bu vizyonundan dolayı başta yönetimi olmak üzere, kurumun bütün çalışanlarını yürekten kutluyorum.”
Prof. Dr. Abdurrahman EKİNCİ ise: ilk defa bir Medreseden böyle bir talebin kendilerine geldiğini ifade ederek ‘‘Suffe Eğitim ve Dayanışma Derneği öncülünde medrese hocalarımıza bilimsel veriler doğrultusunda ve mevcut pedagojik ilkelere dayalı bir eğitimin düzenlenmesinin kritik bir işlev gördüğünü düşünüyürum. Medrese geleneğinin kadim eğitimsel uygulamaları ile yeni öğretimsel yaklaşımların harmanlanması çok boyutlu ve kapsamlı bir pedagojik bakışın temellerini inşa etmede önemli bir başlangıç olacaktır. Bu kapsamda ben de çok şey öğrendiğimi ifade edebilirim. Medrese geleneği ile günümüz eğitim uygulamalarının karşılıklı olarak birbirinden öğreneceği çok şey olduğunu düşünüyorum. Bu eğitimin bir başlangıç olması ve katkı sağlaması dileğiyle emekleri geçen dernek ve mederse yöneticileri ile tüm katılımcıları en içten duygularımla tebrik ediyorum dedi. ”
Doç. Dr. Mehmet Ali AKIN da: “Aydınlanmayla birlikte insanı bir bütün olarak kucaklamayan, insanı akıl ve bedene indirgeyip; ruhu, vicdanı, gönlü ve manayı yok sayan bir insan tanımının yapıldığını, modern düşüncenin, eğitimin ve yaşamın bu paradigmaya dayandığını, bunun da insanı mutlu ve huzurlu yapmadığını düşünüyorum. İnsanın ruhunun, vicdanının, gönlünün ve manasının mündemiç olduğu yeni bir insan, eğitim ve yaşam paradigmasının inşasına ihtiyaç duyulduğunu ve insanın ancak bununla dünyada da ahirette de mutlu olacağı kanatindeyim. Bu kapsamda Suffe Eğitim ve Dayanışma Derneği öncülüğünde düzenlenen programın aklı ve gönlü esas alan yeni paradigmaya katkısının olabileceğini ve bu tür programların devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Programın düzenlenmesinde emeği geçen ve katkıda bulunan bütün paydaşlara canı gönülden teşekkür eder, saygılar sunarım.” dedi.