İçerik

Emsal'ul-kuran

Emsal'ul-kuran

 Mesel lugatta, şibih, nazir, delil, hüccet, bir nesnenin sıfatı anlamlarında olup, halk arasında kabul görmüş yaygın ve meşhur sözlere denir. (Atasözü anlamında)

Bu sözlerin irad edilip söylenmesine de “darb-ı mesel” denir. Çoğulu da emsâl‟dir.

Kur‟an‟da mesellerin bolca yer aldığını görmekteyiz. Bunların çeşitli kullanım alanları vardır:

· Bu mesellerin kullanım amaçlarından biri, tezkir, va‟z, zecr, ibret gibi yönlerden gidilerek ahlaki bir netice çıkarmak için, insanları tenbih ve teşvik etmektir.

· Kur‟an‟daki meseller, övgü ve yergi üzerine olduğu gibi, sevab ve ikâb, işin önemini yüceltmek veya tahkir etmek, işin tahkiki veya iptali üzerine olabilir.

Bir hadis rivayetinde emsallerden ibret alınması gerekliliği ifade edilmiştir. Ġmam-ı ġafii’ye göre emsâl ilmi müçtehidin bilmesi gereken Kur‟ani ilimlerdendir. Ez-Zemâhşeri’ye göre, Kur‟an‟daki emsaller, insanları, manaları keşfetmeye yöneltir.

Kur’an’da Mesellerin gayeleri şöyle açıklanır:

Haşr Suresi 21. Ayet: “Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz. ”

Zümer 27: “Andolsun ki biz bu Kur'anda insanlar için, nasihat kabul etsinler diye, her misâlden (örnekler) gösterdik.”

Ankebût 43: İşte misâller! Biz onları insanlar için îrâd ediyoruz. Alim olanlardan başkası onları anlamaz.

Kur’an-ı Kerim’deki meseller baĢlıca iki gruba ayrılır:
1. Sarih ve zahir olanlar 2. Gizli, remizli ve imâlı olanlar
(bu çeşidini herkes idrak

edemez.)

1.’ye örnek R’ad Surei’nin 17. Ayetinde geçmektedir: “O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah, böyle misaller verir.”

Bu ayette Allah (cc), hakkı ve hak sahiplerini gökten yağan ve yerde birçok faydalar sağlayan sulara, batılı ve batıl olanları da hak üstünde kısa bir müddet içinde yükselmiş olmakla beraber, çabuk kaybolan köpüklere benzetmiştir.

Hak ve Batılın ikinci benzetmesi de şöyledir: hak, insanlara zinet ve fayda sağlayan çeşitli alet ve kapların üretimine elverişli madenlere, batıl ise, erimiş madenlerin üzerindeki kir ve köpüklere benzetilmiştir.

2. Çeşide Örnek: A’raf 58: “(Toprağı) iyi ve elverişli beldenin bitkisi, Rabbinin izniyle bol ve bereketli çıkar. (Toprağı) kötü ve elverişsiz olandan ise, faydasız bitkiden başkası çıkmaz.”

Burada verilen meselde anlam kapalı olduğu için ancak harici bir tefsirle anlaşılabilir. Mesela İbn Abbas (ra)‟ın yorumu şöyledir: Bu ayette mü‟min ile kafir için bir mesel irad edilmiştir. İyi toprağın mahsulü iyi olduğu gibi, iyi mü‟minin de ameli iyidir. Çorak toprağın mahsulü kıt ve kötü olduğu gibi, kafirin de ameli kötüdür.

Gizli meselle ilgili Hasen b. El-Fadl‟e, arap ve acem mesellerini Kur‟an‟dan istihraç ettiğine dair bazı hususlarda sorular sorulmuştur. O da bu sorulara şu ayetlerle deliller getirerek cevap vermiştir:

Ona “Hayru‟l-umuri evsatuha” meseline Kur‟an‟ndan delil getirebilip-getiremeyeceği sorulmuş, o da şu dört ayetle cevap vermiştir:

1.   Bakara, 68: “Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır.”

2.   Furkân, 67: “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların

harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.”

3.   İsrâ, 29: “Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.”

4.   İsrâ, 110: “Namazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.”

Meselleri hakikat telakki ederek bunlara bağlanmak hatadır. Onları ötesindeki hakikati kavramaya çalışılmalıdır. Mesela Nûr Suresi‟nin 35. Ayetinde geçen mesellere dayanarak Allah‟ı göklerin ve yerin nuru olarak görmek yanlıştır.