İçerik
Müfessirlerin çoğu tefsir çeşitlerini iki madde olarak ifade ederler. Bunlar,
1-Rivayet tefsiri:
Kur'ân-ı Kerim, Resûlüllah'ın (s.a.s.) sünneti, Sahabe ve Tâbiûn sözlerine dayanan tefsîrdir. Bu kaynaklarla yapılan tefsîre "rivâyet tefsîri" denildiği gibi naklî tefsir, me’sur tefsir de denir. Bu tefsir ayrıca Arap dil kurallarına ve eski Arap şiirlerine de dayanır.
Rivayet tefsirinin kaynakları: Kur’an, sünnet, sahabe ve tabiun sözleri, ayrıca Arap dili ve cahiliye şiiridir.
İlk dönem tefsir kitapları dikkatlice incelendiğinde bu tefsirlerin dil tahlilleriyle dolu olduğu görülür. Sarf ve nahve dair bilgiler, lafızlarla ilgili iştikak; arap atasözleri ve darb-ı meseller bu tefsirlerde bolca yer alır.
Arap şiiri de en eski tefsir kitaplarından, yakın zamanda yazılanlara kadar, Kur‟an ayetlerini açıklama konusunda yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Şiirlerin bu şekilde kullanılmasına “Ģiirle istiĢhad” denir.
Rivayet Tefsirinin Özellikleri
1-Tefsirde aslolan rivayettir. Rivayetin olmadığı bazı konularda aklın herhangi bir fonksiyonu yoktur.
2-Rivayet tefsirinin kaynakları genel olarak Kur‟an, sünnet ve sünnet hükmündeki sahabe sözleridir.
3-Rivayet tefsirinde zaman zaman uydurma haberle de rastlanmaktadır.
Rivayet tefsirinin zaaf noktaları 1-Uydurma rivayetlerin bulunması
Rivayet tefsirlerinde uydurma haberler de bulunabilmektedir. Bu da tefsire zarar verici bir unsurdur. Bu uydurma haberler tefsire şu şekillerde sokulmuştur:
a-Bazı mezhep mensupları kendi görüşlerini destekleyen haberler uydurmuşlar ve bunu tefsire sokmuşlardır.
b-Bazı alim kılıklı kimseler, devlet başkanlarına, dönemin önemli insanlarına yaklaşmak ve dünyalık elde etmek için haber uydurmuşlardır.
c-İnsanları Kur‟an okumaya teşvik etmek için özellikle surelerin faziletleri ile ilgili haberler uydurulmuştur.
d-İslam dışındaki dinlerin mensuplarından bazıları sırf İslam‟a zarar vermek için uydurma ve asılsız haberler uydurup tefsire sokmuşlardır.
2-Rivayetlerin Senedsiz nakledilmesi
Rivayet tefsirinin en zayıf noktası, eserde yer verilen haberlerin senedsiz bir şekilde aktarılmasıdır. Bu konuda sened zincirine azami dikkat etmesiyle öne çıkan müfessir İbn Cerîr et-Taberî‟dir.
İlk dönemlerde senetleriyle rivayet edilen haberler, daha sonra senetsiz rivayet edilmiştir. Bu da tefsire uydurma haberlerin girmesini kolaylaştırmıştır.
3-israiliyata yer vermesi
Rivayet tefsirinin en fazla eleştirildiği noktalardan biri de israiliyata çokça yer vermesidir. İsrailiyat özellikle geçmiş ümmetlerle ilgili Kur‟an‟da detay bilgilerin olmadığı konularda verilmiştir. Verilen bu bilgiler çoğu zaman herhangi bir tahkikten geçmeden, mantık örgüsü düşünülmeden aktarılmıştır. Böylece tefsirlerde İslam akaidine oldukça ters düşen bilgiler, israiliyatla girmiş ve zamanla gerçekmiş gibi kabul edilmiştir.
108
İsriliyat her ne kadar Yahudilik ile ilgili asılsız haberler demek ise de, Kur‟an tefsirinde karşılaşılan bilgiler bundan daha geniştir. Buna göre israiliyat, Yahudilik, Hıristiyanlık ve diğer dinlerden İslam kültürüne, özellikle Kur‟an tefsirine girmiş olan gayr-ı İslami bilgilerin tamamına verilen addır.
İsraili bilgiler ilk defa tefsire Abdullah b.Selam, Ka’bu’l-Ahbar, Vehb b. Münebbih ve Ġbn Cüreyc tarafından sokulmuştur. Bu şahısların temel özellikleri Müslümanlığı kabul etmeleri ve Tevrat ile İncil‟i iyi bilmeleridir.
Rivayet Tefsiri Alanında MeĢhur OlmuĢ Müfessirler ve Eserleri
1-ibn Cerîr et-Taberî: Camiu’l-Beyân an Te’vili Ayi’l-Kur’an
Hicri 225 yılında Taberistan‟da dünyaya gelmiştir. İlim öğrenmek için pek çok şehir dolaşmıştır. Tefsir yanında kıraat, hadis, kelam, fıkıh ve tarih alanlarında da uzmandır. Pek çok öğrenci yetiştirmiş ve hicri 310 yılında Bağdat‟ta vefat etmiştir.
Taberî‟nin eseri sadece rivayet tefsirleri arasında değil genel olarak tefsir sahasında yazılmış en önemli eserlerden biridir. Bu eser, tefsir edebiyatının temel taşı olarak görülür. Eser, kıymetli bilgilerin yer aldığı bir usûl ile başlar.
Taberî, bir ayeti ele aldığında önce kısa bir izah yapar sonra da ayet ile ilgili sahabe ve tabiun sözlerini nakleder. En sonunda kendisi bir değerlendirmede bulunur.
Taberi‟nin tefsirdeki temel metodu, Kur’an’ı Kur’an, sünnet, sahabe, tabiun ve tebe-i tabiin kavli ile tefsir etmektir.
Taberî, ayetlerle ilgili yukarıda verilen maddelerde bir şey bulamazsa Arap dilinin inceliklerini kullanarak kendi fikrini beyan eder. Eserin bu yönü dirayet tefsiri özellikleri de taşıdığını gösterir.
Taberi, eserinde rivayetleri senetleriyle beraber verir.
Kıraatta otorite olan Taberi, ayet tefsirlerinde kıratlara yer verir. Çoğunlukla sahih kıratlara yer verse de bazen şaz kıratlardan da örnekler verir.
Taberî, filolojik tahliller yaparken Basra ve Kufe dil ekollerine güvenir.
Taberi tefsirinde isriliyata dair rivayetler de yer alır. Mesela Harut ve Marut ismindeki iki melekle ilgili rivayet genişçe verilir.
Kelamî meselelerde ehl-i sünnet çizgisinde açıklamalar yapar. Taberi tefsirinin önemi ile ilgili alimler şunları söylemiştir:
imam Nevevî: Bu tefsirin bir benzeri yazılmadığı konusunda ümmet ittifak halindedir.
imam Suyutî: Bu eser, tefsirlerin en değerlisidir.
ignaz Goldziher: Hicri ikinci asırdan itibaren İslam alimleri rivayet tefsirine duyulan ihtiyacı karşılamak için arka arkaya tefsir kitabı yazdılar. Ne var ki bu kitaplar bize ulaşmadı. Daha sonra muazzam bir eser ortaya çıktı ve bu çalışmaları gölgede bıraktı. Bu eser bir yandan rivayet tefsirinin zirvesini oluştururken, diğer yandan tefsir edebiyatının temel taşı olarak kabul gördü.
2-Beğavî: Mealimu’t-Tenzil
Beğavi, Merv ile Herat arasında bir kasabada dünyaya gelmiştir. İlim için değişik beldelere seyahat etmiştir.
Beğavi, Fıkıh, hadis ve tefsir sahalarına kitap yazmıştır. Bütün hayatını kitap ve sünnet çizgisinde yaşamıştır.
Beğavi, ayetleri hadisler, sahabe sözleri ve daha sonraki alimlerin sözleriyle açıklar. Eserde kullanılan hadislerin çoğu merfudur. Yani Hz. Peygamber‟e dayanır. Bununla beraber mevkuf ve maktu hadisler de bulunur.
Esbab-ı nüzulu nakletme konusunda oldukça hassas davranmıştır.
Fıkhi meselelerde sadece kendi mezhebinin görüşlerine yer vermez. Diğer mezheplerden de bilgiler verir.
Tefsirde lügavi ve nahvi tahlillere oldukça fazla yer verir.
Eserin olumsuz yönü ise israiliyata çokça yer vermesidir.
3-Ġbn Atiyye: el-Muharreru’l-Vecîz
Endülüs şehirlerinden Gırnata‟da dünyaya gelmiştir. Özellikle Arap dilinde “imam” olarak tanınmıştır.
Eseri rivayet tefsiri olmakla beraber, dirayet yönü de olan bir tefsirdir.
İbn Atiyye, eserinde yer verdiği rivayetleri sened ve metin tenkidine tabi tutmuştur.
Bu yönüyle İbn Teymiyye‟nin ve Ebu Hayyan‟ın iltifatlarına mazhar olmuştur.
Eserin baş taraflarında Kur‟an ve onu tefsir etmenin faziletleri, yerdi harf meselesi, müfessirlerin mertebeleri, Kur‟an‟ın cem‟i, gibi usûl konularına yer verilir.
Sebeb-i nüzula bu eserde ayrı bir önem gösterilir.
Ayet ve surelerin faziletleri ile ilgili bazı rivayetlere yer verir.
Ahkam ayetlerini, Maliki mezhebine göre yorumlanmıştır.
Sonuç olarak İbn Atiyye‟nin tefsiri önemli bir rivayet tefsiri olmanın yanında dirayet yönleri de olan bir tefsirdir.
4-ibn Kesir: Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azîm
Hicri 701 yılında Suriye‟nin Busra şehrine yakın bir yerde doğmuştur. Zamanla pek çok dini alanda otorite haline gelmiştir.
Taberi‟nin Camiu‟l-Beyan tefsirinden sonra rivayet tefsirinin iki numaralı kaynağı onun eseridir.
Tefsirinin yöntemi hakkına kendisi şunları söyler:
“Eğer Kur‟an‟ı tefsir etmenin en güvenli yolu nedir diye sorulsa derim ki: Kur‟an‟ı Kur‟an ile tefsir etmektir. Şayet bu konuda bir engel varsa sünnet ile tefsir etmektir. Eğer oradan da bir sonuç alınamazsa sahabe sözlerine müracaat etmektir. Orada da bir şey bulunamazsa tabiun sözlerine müracaat etmek gerekir.”
Hicri 8.asırda yaşamış olmasına rağmen tefsirinde rivayetleri senetleriyle nakleder. Böylece uydurma rivayetlerin önünü almaya çalışır.
İbn Kesir de israili bilgileri nakleder. Fakat bunu yaparken isrialiyata örnek olsun diye yaptığını söyler. Ayrıca israili rivayetleri sahih oldukları bilinen meseleleri kapsar.
Kıraat konusunda genellikler mütevatir kıraatları rivayet etmeyi tercih eder.
Dil inceliklerine, belağat kaidelerine ve fıkıh ahkamına ihtiyaç nispetinde yer verir.
Özetle İbn Kesir tefsiri, öncelikle Kur‟an‟ı Kur‟an ile tefsir eder. Sonra merfu, mevkuf ve maktu hadislerle tefsir eder. İsrailiyata dalmadan tenkid ederek rivayet eder ve dil konuları, belağat mevzularına ve fıkhî ahkama fazla yer vermeyen tefsirin temel kaynaklarından biridir.
5-Suyutî: ed-Dürrü’l-Mensur fi’t-Tefsiri bi’l-Me’sur
Müfessir, muhaddis, fakih, tarihçi ve edip olan Suyuti Kahire‟ye yakın bir yerde dünyaya gelmiştir. 911 yılında yin Mısır‟da vefat etmiştir.
ed-Dürrü‟l-Mensur adlı tefsirinde ayetler ayetlerle tefsir edilmiştir.
Bu eserde belli başlı hadis kaynaklarının yanında 100‟e yakın kaynaktan faydalanılmıştır.
Bu tefsirde rivayetler senetleriyle beraber nakledilmiştir. Bu yönüyle de ayrı bir değer taşır.
Suyuti, tefsirinde sadece hadisleri, sahabe sözleri, tabiun tefsiri ve daha sonra gelen alimlerin tefsirini kullanır. Onun amacı tefsir ile ilgili rivayetleri bir araya toplamaktır. Bundan dolayı tefsir ettiği ayetin önce nüzul yerini, nüzul sebebini ve ilgili ayetlerin fazileti konusundaki rivayetleri vererek tefsire başlar.