İçerik
El-Hadarî: Hz. Muhammed‟in (a.s.m) seferde veya misafirlikte bulunmadığı zamanlarda almış olduğu vahiylerdir. Kur‟an‟ın büyük bir çoğunluğu bu şekilde nazil olmuştur.
Es-Seferî: Hz. Peygambere, savaş veya yolculuk anında gelen vahiylerdir. Mesela; İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir...” (Bakara, 2/189) ayeti Hudeybiye Umresinde nazil olmuştur.
En-Nehârî: Gündüz nazil olan ayetlerdir. Kur‟an‟ın ekserisi gündüz nazil olmuştur.
El-Leylî: Geceleyin vahyedilen ayetlerdir. Mesela, Kıblenin değiştirildiğini haber veren Bakara Suresinin 144. Ayeti, Âl-i İmran Suresinin sonları, Fetih Suresi‟nin ilk ayetleri geceleyin nazil olmuştur.
Es-Sayfî: Yazın nazil olmuş ayetler için kullanılır. Mesela Nisa Suresinin 176. Ayeti olan kelâle (babası ve çocuğu olmayan) ayeti yaz ayında nazil olmuş bir ayettir.
EĢ-ġitâî: Kış mevsiminde nazil olmuş ayetlerdir. Mesela Hendek Savaşını anlatan Nur Suresi‟nin ilgili bölümleri kışın nazil olmuştur.
El-Firâşi: Hz. Peygamberin yataktayken aldığı vahiylerdir “...Allah seni insanlardan koruyacaktır...” (Maide, 5/67) ayeti bu şekilde nazil olmuştur.
En-Nevmî: Hz. Peygamberin uykudayken aldığı vahiylerdir. Kevser Suresi gibi. El-Ardî: Hz. Peygamberin yeryüzündeyken aldığı vahiylerdir. Kur‟an‟ın hemen hepsi böyle nazil olmuştur.
Es-Semâî: Hz. Peygamber semada iken nazil olan vahiylerdir. Bakara Suresinin son ayetleri bu şekilde nazil olmuştur.
Vahyin Başlaması
Vahyin başlaması ile ilgili en doyurucu rivayet Hz. Aişe‟den gelir:
“Allah Rasûlü‟ne ilk gelen vahiy sadık rüyalardır. Onun gördüğü rüyalar sabah aydınlığı gibi çıkardı.” Es-Saffât Suresi‟nin 99-103. Ayetlerinde bu tarz bir vahyin Hz. İbrahim (a.s) tarafından alındığı da ifade edilmiştir.
Buhari‟nin kitabında yer verdiği rivayete göre Hz. Peygambere gelen ilk vahiy Alak Suresi‟nin ilk 5 ayetidir. Bu durumda Hz. Aişe‟nin rivayetiyle bir çelişki söz konusu olmaktadır. Bu da şöyle çözüme kavuşturulabilir: Hz. Aişe (ra)‟ın bahsettiği durum Hz. Muhammed‟in (s.a.v) vahye hazırlık dönemidir. Altı ay süren bu durumda Kur‟an metin olacak herhangi bir şey indirilmemiştir. Ancak Buhari‟de geçen rivayet ise, direkt Hz. Muhammed‟in (s.a.v) Kur‟an‟da yer alan metinleri oluşturan vahyin başlangıcını ifade etmektedir.
Vahyin ilk başlangıcı özetle şöyle anlatılır: Peygamberliğine birkaç yıl kala, yılın belli zamanlarında Hz. Muhammed (sav) Hira mağarasına çekilip tefekkür ederdi. Onun bu davranışına “tahannüs” denir. Nihayet miladi 610 yılında Hira‟da bulunduğu esnada Cebrail (as) geldi ve “Oku!” dedi. O da “ben okuma bilmem” şeklinde cevap verdi. Sonra melek beni tutup takatim kesilinceye kadar sıktı ve tekrar “oku” dedi. Yine “ben okuma bilmem” dedi. Bu birkaç defa tekrarlandı. Nihayet melek “Oku! Yaratan Rabbinin adıyla. O insanı kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O ki insan kalemle yazmayı öğretti. İnsana bilmediğini öğretti.” Şeklindeki Alak suresinin ilk 5 ayetini okudu.
İlk vahiyden sonra peygamber büyük bir heyecan içerisinde evine döndü. Olup biteni Hz. Hatice‟ye anlattı. O da kendisini amcasının oğlu Varaka b. Nevfel‟e götürdü. O da gelenin Namus-u Ekber (Cebrail as) olduğunu, kendisinin de son peygamber olduğunu bildirdi. Bundan sonra vahiy bir süre kesilmiştir ki bu süreye “Fetretü’l-Vahy” denir.
Güvenilir kaynaklara göre ilk vahiy Hz. Peygamber 40 yaşındayken, 610 yılı, Ramazan ayının 27. Gecesinde gelmiştir. Kur‟an‟da Kadir suresi bunu açık bir şekilde ifade eder.