İçerik
1. İ‟câz‟ın sözlük anlamı acze düşürmek, aciz bırakmaktır. Mucize de bu kelimeden türemiştir. Peygamberlerin, hasımlarını benzerini getirmekten aciz bıraktıkları şey anlamındadır.
Kur‟an‟ın i‟câzından maksat da onun, bütün insanları kendi benzerini getirmekten aciz bırakmasıdır.
Kur‟an öyle bir mertebededir ki, insanlara ona nazire yapma kuvvet ve kudreti verildiği halde, fesahat ve belağatine karşı söz söyleme hususunda insanlar aciz kalmışlardır.
Mutezile‟nin imamlarından en-Nazzam‟ın iddiasına göre, Araplar Kur‟an‟a karşı nazire yapabilirlerdi ancak Allah onları dillerini tutmuş, akıllarını başlarından, güç ve kuvvetlerini ellerinden almıştır. (Sarfe (Vazgeçirme) teorisi)
Kur‟an‟ı Kerim‟in İsra, 88. Ayette yapmış olduğu meydan okuma, en-Nazzam‟ın fikrini asılsız hale getirmektedir. Eğer iddia ettiği gibi olsaydı, meydan okumanın bir anlamı kalmazdı.
Ehl-i Sünnet alimleri de bu görüşe şu iki delille karşı çıkmışlardır:
0. Eğer en-Nazzam‟ın iddiası doğruysa, Kur‟an‟ın meydan okuması i‟câz değil; ta‟ciz olur. Bu da insanın dilini kesip, konuşmasını istemek gibi bir şeydir. Böyle bir şey mümkün değildir.
1. Ümmetin Kur‟an‟ın i‟câzı hususunda icmaı vardır. Eğer Kur‟an‟ın aciz bırakma vasfı olmasaydı, Kur‟an‟ın mucize bir kitap olduğu nasıl ileri sürülebilirdi.
1. Kur’an’ın Mucize OluĢunun Delilleri
Kur‟an şu üç yönden mu‟cizedir:
a. Kur‟an‟ın Beşer üstü Bir Kitap Oluşu
Peygamberler kendilerini ümmetlerine kabul ettirebilmek için mucize(ler) göstermişlerdir.
Hz. Muhammed (s.a.v), her peygambere mucize verildiğini; kendisine de mazhar olduğu vahiy yönüyle mucize verildiğini, bu yüzden tabileri en çok olan Peygamber olacağını ifade etmişlerdir.
Her Peygamber, yaşadığı çağda revaçta olan konularda halkı aciz bırakacak mucizeler göstermişlerdir. Hz. Musa (a.s) kendi döneminde insanlar arasında meşhur olan sihir konusunda (Taha, 20/65-70) Hz. İsa (a.s) ise tıp konusunda (Âl-i İmrâm, 3/49) mucize göstermişlerdir.
Hz. Muhammed (sav) de belağatın revaçta olduğu bir dönemde Kur‟an‟la mucize göstermiştir. Arapların şiir-belağat ve fesahatta zirve yaptıkları bir dönemde, Kur‟an‟ın harika beyan tarzı adeta insanları kendine hayran bırakmıştır.
b. Muhaliflerine Meydan Okuması
Kur‟an-ı Kerim İndiği dönemin edebiyat ustalarına aşağıda meallerini zikredeceğimiz ayetlerle meydan okumuş ve her seferinde de onların acizliklerini ortaya koymak için çıtayı aşağıya çekmiştir. Söz konusu ayet mealleri şöyledir:
“(Resûlüm!) De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!” (Kasas, 28/49) Bu ayette Kur‟an‟dan daha yüksek bir kitabın getirilmesi yönünde bir meydan okuma (tahaddi) söz konusudur.
Şu ayette ise Kur‟an‟ın bir misline nazire getirilmesi isteniyor:
De ki: "Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler." (İsrâ, 17/88)
Şu ayet ise çıtayı çok düşürerek Kur‟an‟ın on suresinin benzerinin getirilmesini talep etmektedir:
“Yoksa „onu (Kur'an'ı) uydurdu mu‟ diyorlar? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Allah'tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi uydurma on sûre getirin." (Hûd, 11/13)
Nihayetinde şu ayet, meydan okumanın en alt sınırını çizerek naziresini istediği surelerin sayısını bire kadar indiriyor:
Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah'tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın.” (Yunus, 10/38)
c. Benzerinin Getirilememesi
Kur‟an‟ı Kerim‟in bu ısrarlı meydan okumalarına rağmen muarızları Kur‟an‟a nazire getirememişlerdir. Bu hal tarih boyunca böyle olmuştur. Her asırdaki ilim erbabı Kur‟an‟a arşı acziyetlerini ifade etmişlerdir.
Kur‟an‟a karşı nazire getirme girişiminde bulunan bazı hadsizler de yok değildir. Bunlar da yaptıklarıyla kendilerini küçültmüş ve rezil olmuşlardır.
Müseyleme b. Habib el-Kezzâb, İbnu‟l-Mukaffa, Esved el-Ansi (Ahbele b. Ka‟b), Tuleyha b. Huveylid el-Esedi, Secâh binti Harir b. Suveyd et-Temimiyye, en-Nadr b. el-Hâris, İbnu‟r-Râvedi (Ebu‟l-Huseyn Ahmed b. Yahya) ve Ebu‟t-Tayyib el-Mütenebbi gibi şahıslar Kur‟an‟a nazire yapmaya kalkışıp rezil olan haddini bilmeyen mahluklardır.
2. Kur’an’ın Ġ’câz Yönleri
Kur‟an birçok yönden mucizevi bir kitaptır. Ancak burada birkaç yönüne örnekler vereceğiz.
a. Kur’an’ın Nazım ve Te’lif Yönünden Ġ’cazı: Nazım ve te‟lif, dizmek, tertip eymek ve sıraya dizmektir. Kur‟an 20 küsur sene gibi bir zaman zarfında indirilmesine rağmen tevkifi olan ayetlerinin münasebeti ve surelerinin dizilişi o kadar mükemmel olmuş ki, sanki bir anda tamamı indirilmiş gibi bir harikalığa sahiptir. Kur‟an‟ın bu yönü onun i‟cazını ortaya koymaktadır.
b. Gaybi Haberler Yönünden Ġ’cazı: Kur‟an, insanın bilmeye muktedir olamadıkları bazı gaybi haberleri de bildirmiştir. Bu haberler mazi, hal ve istikbale yönelik haberlerdir.
Ümmi olan Hz. Muhammed (sav)‟in geçmiş ümmetlere dair haberleri kitaplarından okuyup öğrenme imkanı yoktu. Bu yüzden tarihi bilgileri bilmesi mümkün değildi.
Oysa Hz. Muhammed (s.a.v) Hz. Adem ile kendi zamanına kadar gelmiş geçmiş birçok olayı gayet emin ve ciddi bir biçimde aktarmıştır. Bu da Kur‟an‟ın şu ayetinde ifadesini bulan vahiy sayesindedir: “İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O hâlde sabret. Çünkü (iyi) sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanların olacaktır.” (Hûd, 11/49.)
Geçmiş milletlere ait gaybi bilgiler maziye; Peygamber zamanında iç yüzleri açığa vurulan münafıkların durumu hale; gelecekte olacak bazı savaşların (Mekke‟nin fethi gibi) ve Peygamber ile Kur‟an‟ın korunacağına dair verilen haberler de geleceğe (Firavun‟un cesedinin kendinden sonrakilere ibret maksatlı muhafaza edileceğinin haber verilmesi) yönelik gaybi haberlerdir.
c. BeĢeriyetin Ġhtiyacını KarĢılaması
Kur‟an‟ı Kerim her asırda ve her yerde, hiçbir din ve nizamda görülmeyecek tarzda insanlara doğru yolu göstererek, insanların dünya ve ahiret saadetini hedeflemiştir. Bu yüzden hayatın her alanına nüfuz edebilecek prensipler belirlemiştir.
İctimaî, ahlaki, idari ve iktisadi esasların yanı sıra; ruh, kalp ve beden temizliğinden tutun da ev idaresi, hukuk ve muamelat gibi hayatın her alanına nüfuz edebilecek prensipler Kur‟an‟da mevcuttur. Bütün bu esas ve prensipler hem evrenseldir hem de tecrübe edilerek en başarılı sonuçlara ulaşılmıştır.
d. Fenni Mucizelere ĠĢaret
Kur‟an‟ın hedefinde sapıtan insanlara yol gösterme olduğu için, zaman zaman fenni ilimlere de temas etmiştir. Bu ilimlere teması daha çok İlahi kudreti insanların nazarına sunma amacına yöneliktir. Çünkü Kur‟an bir bilim ve fen kitabı değildir.
Kur‟an modern ilmin yeni yeni keşfetmeye çalıştığı ve erbabının aciz kaldığı birçok ilmi meseleye de asırlar öncesinden temas etmiştir. Arzın yuvarlaklığı ve güneşin kendi ekseninde döndüğüne dair bilgiler gibi.
e. Kur’an’ın Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından değiĢtirilememesi
Müşriklerin kendi heva ve isteklerine cevaz veren bazı hükümleri Hz. Peygamberden istemeleri üzerine inen Yunus Suresi‟nin 15 ve 16. Ayetleri Kur‟an‟ın Hz. Muhammed (s.a.v)‟in değiştirme yetkisine sahip olmadığını açıkça ifade etmektedir.
“Ayetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, "Ya (bize) bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir" dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım."
“De ki: "Eğer Allah dileseydi, ben size onu okumazdım, Allah da size onu bildirmezdi. Ben sizin aranızda bundan (Kur'an'ın inişinden) önce (kırk yıllık) bir ömür yaşadım. Hiç düşünmüyor musunuz?" (Yunus, 10, 15-16)
Hakka Suresi‟nin 69/44-47. Ayetleri de bu hususa işaret etmektedir:
“Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.”
Konuyla Ġlgili Bazı Eserler de ġunlardır:
2. Ebû Abdillah Muhammed b. El-Vasıtî: İ‟câzu‟l-Kur‟ân
3. Ebu‟l-Hasen Ali b. İsa er-Rummânî: en-Nuketu fî İ‟câzu‟l-Kur‟ân
4. El-Hattâbî: Beyânu İ‟câzu‟l-Kur‟ân
5. Ebûbekr el-Bakıllanî: İ‟câzu‟l-Kur‟ân